“Şu kısa zamanda ona bunca güzel duyguları yaşattığınız için sizlere müteşekkir ve duacıyım. Kızımın ömrü o kadarmış.” diyerek sabrın ve güzel ahlakın timsali bir annenin damadına ve ailesine minnet içeren sözü içimi titretti.
Anadolu şehrinin güzide ailelerinin el verip emekle yetiştirdikleri evlatlarının izdivacıyla mutluluğun zirvesindeyken elim bir trafik kazasıyla kızının ölüm haberini alan aile, derin bir hüzünle sarsılmıştı. Sadece aile ve yakın çevre değil tüm şehrin sakinleri bu haberle üzüntüye boğulmuştu. Daha on beş gün önce beyaz gelinlikler içindeki güzeller güzeli bakmaya kıyamadığı evladına on beş gün sonra bembeyaz kefeniyle nasıl kıyıp bakacaktı? Ama şerefli anne tüm gücünü toplayıp Allah’a dayanarak gayet makul, sakince “Seni Rabbime uğurluyorum ve ona emanet ediyorum.” duasıyla aklın alamayacağı şekilde sadece Allah’a teslim olup gönlünü hakkın gönlüne bağlayanların anlayacağı bir duruş göstermişti. Bir annenin en ağır imtihanlardan birini veriyor olmasıydı, onun kefene sarılmış görüntüsü aslında.
Duyanların gayri ihtiyari dillerinden döküldüğü “Allah düşman başına vermesin.” niyazı. Cenazede ayılıp bayılıp kendini kaybedenler arasında annenin olmayışı, kamil bir imanın getirisi olsa gerek fısıldamalarına sebebiyet vermisti. Sükunet içinde gözyaşlarını yanaklarından akıtırken, gönlüne akıttığı kan damlaları sessizliğininin arkasında rahatlıkla görülebiliyordu. Annenin sabrı hayranlık ve hayretlik duygularını bakan herkesin içinde aynı anda uyandırıyordu.
“Mü’minin durumu gıbta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.”( Hadisi Şerif )
Müminin her hali örnek teşkil etmeli, şöyle olmalı, böyle olmalı diyoruz, iyi hoş tabiki gayret etmeli lakin mühim olan sıkıntı ve sınav ile karşı karşıya geldiğinde hamdolsun dairesinde kalabilmesi, o çizgiden her ne olursa olsun çıkmaması. İşte burası sağlam bir iman gerektirir, yani imanın kemâlat derecesinde olması lazım.
İmtihan ilk duyulduğunda ve imtihan ile ilk yüz yüze gelindiğinde gösterilen sabır sonsuz ecri arkasından itinayla getirir. Sonrasında vakur duruşu ve onurlu duruşu Rabbim o kişiye lütfeder. Hayat yolculuğunun içinde yoluna devam kullar olarak küçük ve önemsiz şeylere bile gösteremediğimiz sabrı gün gelip önemli ve mühim durumlarda nasıl gösterebiliriz ki?
Zarif hanımlar